Çorap Söküğü
Aklımın ucundan geçmezdi, okulun deposunda çocukların unuttuğu çorapların bu kadar çok başlangıca ilham olacağı… 10 yılı geçti, çalıştığım okulun deposunu düzenlerken çorapları görüp “aha!” dediğim anın üzerinden. Artık sahipleriyle buluşturamayacağımız çorapların nasıl iyi bir eğitim materyali olacağını fark edince çok heyecanlanmıştım. Masrafsız, kolay ulaşılır, ergonomik, renkli renkli, yıkanıp yıkanıp yeniden kullanılır, sınıfsal bir göstergesi yok… Hemen öğretmen arkadaşlarımla paylaştım ve sınıflarımızın vazgeçilmez materyalleri içinde yerini aldı. Neler yapmadık ki çoraplarla… Okulöncesindeki tüm gelişim alanlarında, tüm etkinliklere uygun ve çocukların merkezde olduğu türlü türlü, keyifli mi keyifli anlarımıza araç oldu çoraplar.
Çoraplarla öğrenmeye coşkuyla devam ederken düşünceler zihnimde uçuşmaya başladı. Onlar da sevinmiştir dedim. Kimi bir aydır, kimi altı aydır belki de yıllardır orada olanlar vardı. Belki eşini kaybedenler, yıprandığı için alınmayanlar, kutuda sıkılanlar, okulu merak edenler… Kirli Yorgun Mutlu* ’nun ilk satırları o yıllarda yazıldı: “Bu bir kutu. Bir okulun deposunda duruyor. Buradan baktığınızda içinde değişik, rengarenk, güzel şeyler görünüyor. Ne olabilir ki bunlar? Top mu? Balon mu? Yoksa pelüş oyuncak ayının ayağı mı? Buldum bu Çoşil. Onu yeşil renginden değil, başparmağındaki söküğünden tanıdım…”
Sonra koşullar beni hiç planlamadığım bir yaşama taşıdı. Üretmeye devam edebilmek için; yıllardır alıştığım konfor alanından çıkıp kendi içimden çıkardığım yeni kendim ile yeni yollara çıkma vaktiydi. MEB’ deki Öğretmenlik görevimden istifa edip öğretmenlerle birlikte öğrenme yolculuğuna başladım. Yanımda yine çoraplar. Ülkemin dört bir yanında “Çorabını Kap Gel’ atölyeleri ile pandemiden önceki son iki yılda 1500 meslektaşımla buluştuk. Bu kez çoraplar, çocukların yüksek yararı için çocuk/öğrenen merkezli eğitim deneyimlerinin eşlikçisi oldu. Yeri geldi diğerlerine benzemeyen çorap, sınıftaki kaynaştırma öğrencisi, davranış yönetiminde zorlanan çocuk oldu. Hep birlikte onu nasıl kapsayacağımızı konuştuk. Yeri geldi çoraplar gruplarken kadın erkek çorabı ayrımından toplumsal cinsiyet eşitliğini tartıştık. “Rengin, mesleğin, oyuncağın cinsiyete göre farklılığı olur mu?” sorusuna yanıt ararken hak temelli söylem ve eylem için sorumluluklarımızı fark ettik.
Anadolu’nun farklı illerinde özelde ya da devlet okulunda pek çok meslektaşımla buluşunca fark ettim ki: “Yalnız değilsiniz gelin zorlandığımız yerleri birlikte geliştirelim” demeye, rehberliğe, birlikte birbirimizden öğrenmeye, dertleşmeye, paylaşmaya çok ihtiyacımız var. Her hafta sonu bir yere gitmeme rağmen yetişmek olanaklı değildi… Öğrenme Meraklıları Eğitim Kooperatifinin nüveleri ta oralara dayanır. Bir süre sonra alanda birlikte öğrenmeye inanan arkadaşlarımızla el ele verip kooperatifimizi kurduk.
Yalnız bir Opera şiirinde Murathan Mungan diyor ya:
“Şimdi her şey doludizgin ve çoğul
Şimdi her şey kesintisiz ve sürekli bir devrim gibi
Şimdi her şey yeniden yüreğim,
O eski aşk kalesi
Yepyeni bir mazi yarattı sözcüklerin gücünden.”
Biz de çorapların gücünden birlikte çıkılan yolları çoğaltacağımız yepyeni bir mazi yarattık ve okulda çoraplarını unutan çocukların ilhamıyla başlayan süreç; çorap söküğü gibi bu güzel yollara, günlere getirdi.
Ö. Özlem Gökbulut
Çocuk Gelişimi ve Okulöncesi Eğitimcisi
*Özlem Öznur Gökbulut ‘un yazdığı Öznur Sönmez’in resimlediği ‘Kirli Yorgun Mutlu’ kitabından alınmıştır (Epsilon Yayınevi, 2020).
Bir cevap yazın