Çocuklar Sanat Çalışmalarından nasıl soğu(r)tulur?
Çok kolay!
Eğer tiyatro ile ilgileniyorsa ona sahnede kütük gibi durduğunu ama arkadaşı Cem’in nasıl iyi rol yaptığını söyleyebilirsiniz. Şarkı söylediğinde kargaların bile kaçtığını, dans etmeye çalıştığında ‘bu kadar basit bir figürü neden halen öğrenemediğini’ sorgulayabilirsiniz.
Hele resim yapmayı seviyorsa ‘bu yaptığın şeyin ağaçla bir ilgisi var mı ‘diyebilirsiniz.
Biliyorum bunlar olumsuz örnekler! Hiçbir iyi eğitimci ve ebeveynin böyle davranmayacağını tabi ki biliyorum.
Bunun karşıtı olarak aşırı olumlu yorumlamalarla da çocuğu sanatsal süreçten uzaklaştırabileceğinizi biliyor musunuz?
Yaptığı sanatsal çalışmanın ne kadar ‘şahane’, ne kadar ‘muhteşem’ olduğunu sık sık söyleyerek onu önce mutlu edip, sonrasında yaşadığı üretim sürecini anlamsız hale getirebilirsiniz.
Ya da aşırı yapıcı tavrı esas alabilirsiniz: ‘Güzel olmuş ama…’diyerek düzeltici bir tavır sergileyebilirsiniz –ki bu da özgün düşünceyi yok edeceği için- sanat çalışmalarından soğutan oldukça etkili bir yöntemdir.
Bir de dürüst davranıp direkt olarak “olmuş veya olmamış” diyerek çocuklar için yargılayıcı ve motivasyon düşürücü bir tavır alarak çocuğu kesin olarak sanat çalışmalarından soğutabilirsiniz.
Hiçbirimizin bunu bilerek ve isteyerek yapmayacağını biliyorum. Bunlar kendi yetişme çağımızda yaşadığımız ve kültürel aktarım olarak doğru sandığımız biçimler.
Oysa bir ifade aracı olarak sanat söz konusu olduğunda araştırıcı bir yaklaşımla çocuğun yaptıklarını isimlendirmesinden ve açıklamalarından yola çıkarak süreci kendisinin yorumlamasına izin verilmelidir. Öncelikle sorgulayıcı nitelikte sorular ile iletişim başlatıp çocuktan alınan cevaplar ipucu gibi değerlendirilerek iletişimi karşılıklı olarak sürdürmek son derece geliştiricidir.
Edmund Feldman tarafından geliştirilen ve aslında sanat eserlerinin eleştirisine yönelik olan “tanımlama”, “çözümleme”, “yorumlama” ve “yargı” olmak üzere dört aşamalı bakış açısı çocuklara dönüt vermede de çok işe yaramaktadır.
Bu tür konuşmalarda hem ürün hem de süreç vurgulanır ve çocuk konuşmaya sanatsal iletişim kurmaya yönlendirilir. Bu iletişimin basamakları şu şekildedir:
Öncelikle çocuk, yaptığı çalışmayla ilgili eğer sizden bir dönüt istiyorsa konuşmayı başlatın. Yaptığı sanatsal çalışma hakkında durup dururken fikir beyanında bulunmayın.
Bir anlam ve duygu yüklemeden ondan yaptığı işi tanımlamasını isteyin. (Duyacağınız yanıtlar şu şekildedir: ‘Kuş taklidi yapıyorum’, ‘Bir lunapark çizdim’, ‘Michael Jackson’ın ay yürüyüşünü yapıyorum’ veya ‘Bach prelude çalıyorum’ vb)
Ardından yaptığı sanatsal aktivitenin özelliklerini sorgulatın. Estetik yanlarını anlatmasını sağlayın. (Duyacağınız yanıtlar şu şekildedir: ‘Salıncağın tutunma yerlerini ip ile çizecektim sonra zincirin daha güzel olacağını düşündüm’, ‘Ay yürüyüşünün en önemli özelliği bir ayak yerdeyken diğerini çekmek’, ‘Bach hep bağlı notalar kullanıyor’ vb.)
Ardından yaptığı işi kendisinin yorumlamasını isteyin. Neler hissettiğini, nerede zorlandığını, yaratıcı çözümlerini, neyin kolay geldiğini sorarak kendi bulunduğu noktaya nasıl baktığını keşfedin. (Duyacağınız yanıtlar şu şekildedir; ‘Siyah bir güneş çizmek geldi aklıma’, ‘Çok hızlı dönebiliyorum’, ‘Nota hatası yapıyorum ama melodileri güzel çalıyorum’,’ Berk horoz taklidini çok güzel yapıyor ben de kedi gibi miyavlamayı iyi yapıyorum’ vb.)
Kriterleri tamamen çocuğun oluşturduğu bu sanatsal iletişim dilinde gelelim yargı basamağına. Tanımlama, çözümleme ve yorumlama aşamalarından elde edilen bilgiler kullanılarak gene çocuğa bir karar verdirilir. ‘Bu çalışma sence başarılı bir çalışma mı’, ‘Çalışmanın en çok neresini sevdin, neresini değiştirmek veya geliştirmek istersin’ diyerek çalışma gene çocuğa sorgulatılır. Hatta ‘Bu çalışmayı sevdiğin birilerine göstermek ister misin, yoksa şu an benimle paylaşımın yeterli mi’ diyerek çocuğun yaptığı çalışmayla kurduğu değer ilişkisine bakılabilir.
(Duyacağınız yanıtlar şu şekildedir; ‘Daha önce dönemiyordum, şimdi çok güzel dönüyorum’, ‘Arkadaşlarıma göstermek istiyorum’, ‘Dans okuluna gitsem mi acaba’, ‘Öğretmenim beni dinlediğinde çok şaşıracak’, ‘Bu resmi odama asacağım’ vb.)
Ebeveynler için çocuğunun sanatsal üretimine olan sevgi mesafesini aşma eğilimi, eğitimciler için de öğretme hedefli mesafe koruma çabası sanatla aramıza örülen duvarların yapı taşları.
Yıkalım o duvarları!
Sanatın asıl işlevi de bu değil mi?
Ayfer Artaç
Bir cevap yazın